+ 18 Aforizmalar
27 Nisan 2012 Cuma
26 Nisan 2012 Perşembe
Márquez
Tanrı
bir an için paçavradan bebek olduğumu unutup can vererek beni
ödüllendirse, aklımdan geçen her şeyi dile getiremeyebilirdim ama en
azından dile getirdiklerimi ayrıntısıyla aklımdan geçirir ve düşünürdüm.
Eşyaların maddi yönlerine değil anlamlarına değer verirdim. Az uyur, çok
rüya görür, gözümü yumduğum her dakikada, 60 saniye boyunca ışığı
yitirdiğimi düşünürdüm. İnsan aşktan vazgeçerse yaşlanır. Başkaları
durduğu zaman yürümeye devam ederdim. Başkaları uyurken uyanık kalmaya
gayret ederdim. Başkaları konuşurken dinler, çikolatalı dondurmanın
tadından zevk almaya bakardım. Eğer tanrı bana birazcık can verse, basit
giyinir, yüzümü güneşe çevirir, sadece vücudumu değil, ruhumu da tüm
çıplaklığıyla açardım. Tanrım, eğer bir kalbim olsaydı nefretimi buzun
üzerine kazır ve güneşin göstermesini beklerdim. Gökyüzündeki aya,
yıldızlar boyunca Van Gogh resimleri çizer, Benedetti şiirleri okur ve
serenatlar söylerdim. Gözyaşlarımla gülleri sular, vücuduma batan
dikenlerinin acısını hissederek dudak kırmızısı taç yapraklarından öpmek
isterdim. Tanrım bir yudumluk yaşamım olsaydı... Gün geçmesin ki,
karşılaştığım tüm insanlara onları sevdiğimi söylemeyeyim. Tüm kadın ve
erkekleri, en sevdiğim insanlar oldukları konusunda birer birer ikna
ederdim. Ve aşk içinde yaşardım. Erkeklere, yaşlandıkları zaman aşkı
bırakmalarının ne kadar yanlış olduğunu anlatırdım. Çünkü insan aşkı
bırakınca yaşlanır. Çocuklara kanat verirdim. Ama uçmayı kendi başlarına
öğrenmelerine olanak sağlardım. Yaşlılara ise ölümün yaşlanma ile değil
unutma ile geldiğini öğretirdim. Ey insanlar! Sizlerden ne kadar da çok
şey öğrenmişim. Tüm insanların, mutluluğun gerçekleri görmekte saklı
olduğunu bilmeden, dağların zirvesinde yaşamak istediğini öğrendim. Yeni
doğan küçük bir bebeğin, babasının parmağını sıkarken aslında onu
kendisine sonsuza dek kelepçeyle mahkûm ettiğini öğrendim. Sizlerden çok
şey öğrendim. Ama bu öğrendiklerim pek işe yaramayacak. Çünkü hepsini bir
çantaya kilitledim. Mutsuz bir şekilde... Artık ölebilir miyim?
ödüllendirse, aklımdan geçen her şeyi dile getiremeyebilirdim ama en
azından dile getirdiklerimi ayrıntısıyla aklımdan geçirir ve düşünürdüm.
Eşyaların maddi yönlerine değil anlamlarına değer verirdim. Az uyur, çok
rüya görür, gözümü yumduğum her dakikada, 60 saniye boyunca ışığı
yitirdiğimi düşünürdüm. İnsan aşktan vazgeçerse yaşlanır. Başkaları
durduğu zaman yürümeye devam ederdim. Başkaları uyurken uyanık kalmaya
gayret ederdim. Başkaları konuşurken dinler, çikolatalı dondurmanın
tadından zevk almaya bakardım. Eğer tanrı bana birazcık can verse, basit
giyinir, yüzümü güneşe çevirir, sadece vücudumu değil, ruhumu da tüm
çıplaklığıyla açardım. Tanrım, eğer bir kalbim olsaydı nefretimi buzun
üzerine kazır ve güneşin göstermesini beklerdim. Gökyüzündeki aya,
yıldızlar boyunca Van Gogh resimleri çizer, Benedetti şiirleri okur ve
serenatlar söylerdim. Gözyaşlarımla gülleri sular, vücuduma batan
dikenlerinin acısını hissederek dudak kırmızısı taç yapraklarından öpmek
isterdim. Tanrım bir yudumluk yaşamım olsaydı... Gün geçmesin ki,
karşılaştığım tüm insanlara onları sevdiğimi söylemeyeyim. Tüm kadın ve
erkekleri, en sevdiğim insanlar oldukları konusunda birer birer ikna
ederdim. Ve aşk içinde yaşardım. Erkeklere, yaşlandıkları zaman aşkı
bırakmalarının ne kadar yanlış olduğunu anlatırdım. Çünkü insan aşkı
bırakınca yaşlanır. Çocuklara kanat verirdim. Ama uçmayı kendi başlarına
öğrenmelerine olanak sağlardım. Yaşlılara ise ölümün yaşlanma ile değil
unutma ile geldiğini öğretirdim. Ey insanlar! Sizlerden ne kadar da çok
şey öğrenmişim. Tüm insanların, mutluluğun gerçekleri görmekte saklı
olduğunu bilmeden, dağların zirvesinde yaşamak istediğini öğrendim. Yeni
doğan küçük bir bebeğin, babasının parmağını sıkarken aslında onu
kendisine sonsuza dek kelepçeyle mahkûm ettiğini öğrendim. Sizlerden çok
şey öğrendim. Ama bu öğrendiklerim pek işe yaramayacak. Çünkü hepsini bir
çantaya kilitledim. Mutsuz bir şekilde... Artık ölebilir miyim?
17 Nisan 2012 Salı
28 Mart 2012 Çarşamba
RÜYA
Her gün karışık rüyalar görürüm
sincâbi uykularda
hayaller belirir kaybolur
aynalar görürüm
aynalarda rüyalar
bütün bahçeleri
kuşlarıyla silinir
yüzler görünür
yüzlerde gözler
yanıp söner
hepsi bana bakar
bir şeyler konuşur
uyanıklığımı ayıramıyorum uykulardan
karışık rüyalar içindeyim
ömrümün uykusunda
aynalardan beni çağıran kız
bir daha göründü
işaret ediyor
bitir rüyalarını da gel diyor
en son gördüğün yüz
benim olsun
en son benim uykumda uyu
rüyaların sonu geliyor galiba
uyanılmaz uykulara dalmak istiyorum…
sincâbi uykularda
hayaller belirir kaybolur
aynalar görürüm
aynalarda rüyalar
bütün bahçeleri
kuşlarıyla silinir
yüzler görünür
yüzlerde gözler
yanıp söner
hepsi bana bakar
bir şeyler konuşur
uyanıklığımı ayıramıyorum uykulardan
karışık rüyalar içindeyim
ömrümün uykusunda
aynalardan beni çağıran kız
bir daha göründü
işaret ediyor
bitir rüyalarını da gel diyor
en son gördüğün yüz
benim olsun
en son benim uykumda uyu
rüyaların sonu geliyor galiba
uyanılmaz uykulara dalmak istiyorum…
Asaf Hâlet Çelebi
24 Mart 2012 Cumartesi
Beetlejuice - Nam-ı Diğer Beterböcek
Yaaaaaaaaaaaaaaaa…..Çocukluğummm,herşeyimmmmmmm,Beter böceğiiiimmm benim….:)
Bugün izlediğim de anladım ki hala korkuyorum.Ve sanırım,kırk yaşına da gelsem yetmiş yaşına da gelsem hep korkacağım.Çünkü, içimde bir yerlerde o çocuk yaşıyor ve hep yaşayacak.Ve ben hep Beterböcek’ten korkacağım…
20 Mart 2012 Salı
"Çocukluğumu hatırlarken, kendimi bir bal peteği gibi düşünmek hoşuma gidiyor;hayal meyal aklımda kalmış çeşitli basit insanlar,yaşam hakkındaki düşüncelerinin,bilgilerinin balını getirip bu peteğe bırakarak,karakterimin oluşmasına kendi deneyimleriyle katkıda bulunmuşlardır.Çoğu kez, bu balların içine pis olanı,acı olanı da karışmıştır,ama varsın karışsın, en ufak bir bilgi kırıntısı bile baldır ya yine de."Maksim Gorki/Çocukluğum
6 Mart 2012 Salı
Life is Beautiful
"Bu basit bir hikaye ama anlatması kolay değil.Bir masal gibi,hüzün var.Ve bir masal gibi mucize ve mutluluk dolu..."Ölenlerin de öldürenlerin de hepimizin hikayesi basit aslında.Hayat ciddiye alarak yaşanılacak bir biçimde bizim önümüze sunulmadı.Tanrı , bize düşünebilme özelliğini verdi.Ve biz , daha ilk dakika da çuvalladık.Ve böyle devam etti.İnsanlar bir yerde öldürüldü ve hala öldürülmeye devam ediyor.Öldürenlerse; Alman,Rus,Türk,Amerikalı, Müslüman,Hıristiyan o bu değil.Hepimiz insandık birilerini öldürürken.Katillerin ellerindeki kanda hepimizin payı vardı.Ama biz , gene kendimizi haklı çıkardık.Onu öldürenin katili oydu.İnsan değildi.Biz ,insandan çok bir sınıf olduk.Yaptıklarımız kendimizeydi.Kimse ne kazandı ne de kaybetti.Hayat savaş değildi.Biz yanıldık…
Film, Roberto Benigni’in 1997 yapımı İtalyan dram filmidir. Başrollerinde; yönetmen Roberto Benigni,eşi Nicoletta Braschi ve küçük Giorgio Cantarini oynamaktadır.Film,1999 yılında tam 7 dalda Oscar’a aday gösterilmiş ve en iyi erkek oyuncu,en iyi yabancı film ve en iyi müzik dallarında Oscar almıştır.
Guido Orefice: Amca , ne kadar eğiliyorum?180 derece mi? Böyle mi?
Eliseo Orefice: Ayçiçeklerini düşün. Boyunlarını güneşe eğerler. Ama eğer fazla eğilmiş olanları görürsen, ölmüşler demektir. Sen hizmet ediyorsun. Bir köle değilsin. Hizmet etme, bizzat Tanrının yaptığı bir sanattır. Tanrı, insanlara hizmet eder ama insanların kölesi değildir."
Guido Orefice : Kimdi onlar?Neden yardım çağırmadın?
Eliseo Orefice : Sessizlik en kuvvetli çağrıdır.
Guido Orefice :Benimle konuşurken uykuya daldın!Nasıl yaptın bunu?
Ferruccio Papini :Schopenhauer ...
Guido Orefice : Kim?
Ferruccio Papini :Schopenhauer der ki: İrade gücüyle ne olursa yapabilirsin."Ne olmak istiyorsam oyum."
Giouse Orefice :Yahudiler ile köpekler neden giremiyor,Baba?
Guido Orefice :Yahudiler ve köpeklerin girmesini istemiyorlar işte.Herkes ne isterse yapar,Giosue.Orada bir nalbur var.Onlar da İspanyollar ile atların girmesini izin vermiyorlar.Daha ileride bir eczane var.Geçen gün kangurusu olan bir Çinli arkadaşımla beraberdim."Girebilir miyiz?" dedim."Hayır, burada hiçbir Çinli ve kanguru istemiyoruz."Onlardan hoşlanmıyorlar.Ne diyebilirim ki?
Giosue Orefice : Biz kitap evine herkesi sokuyoruz.
Guido Orefice : Hayır.Bundan böyle ,biz de yazacağız.Senin hoşlanmadığın birileri var mı?
Giosue Orefice :Örümcekler.Senin?
Guido Orefice :Ben Vizigotlardan hoşlanmıyorum.Yarından itibaren şöyle yazacağız:"Örümcekler ve Vizigotlar giremez."
Giosue Orefice :Biz kazandık!
Dora : Evet,biz kazandık!
Giosue Orefice :Gülmekten ölünecek bin puan!Birinci geldik!Tankı eve götürüyoruz.Biz kazandık!
Giosue Orefice :Bu benim hikayem.Bu babamın yaptığı fedakarlık.Bu onun bana hediyesiydi.
Yönetmen:Roberto Benigni
Senarist:Roberto Benigni , Vincenzo Cerami
Oyuncular: Roberto Benigni,Nicoletta Braschi,Giorgio Cantarini,Giustino Durano,Sergio Bini Bustric
Senarist:Roberto Benigni , Vincenzo Cerami
Oyuncular: Roberto Benigni,Nicoletta Braschi,Giorgio Cantarini,Giustino Durano,Sergio Bini Bustric
Film, Roberto Benigni’in 1997 yapımı İtalyan dram filmidir. Başrollerinde; yönetmen Roberto Benigni,eşi Nicoletta Braschi ve küçük Giorgio Cantarini oynamaktadır.Film,1999 yılında tam 7 dalda Oscar’a aday gösterilmiş ve en iyi erkek oyuncu,en iyi yabancı film ve en iyi müzik dallarında Oscar almıştır.
Film , iki kısımdan oluşmaktadır.İlk kısım, ikinci dünya savaşından birkaç yıl öncesini anlatmaktadır.Ve Guido’nun , sizi çok eğlendireceğinden emin olabilirsiniz Roberto Benigni ve Nicoletta Braschi’nin , gerçek hayatta evli olmalarından mıdır bilmiyorum ama, bu çift bana filmde çok inandırıcı geldi.Aşklarını birebir filme yansıtmış gibi duruyorlar. Ve Roberto Benigni sizi bir şekilde kendisine hayran bırakıyor.Birinci kısmın sonlarına doğru aramıza küçük Giosue Orefice katılıyor.Ve kadro tamamlanıyor.İkinci kısımda ise, ikinci dünya savaşı başlıyor ve olaylar bir toplama kampında geçiyor.Guido , yaşadıklarını Giosue’ya bir oyun olarak anlatıyor.Ve kazanmak için çabalıyorlar.Guido’nun , oyunu bozmamak için gösterdiği fedakarlık ve zekası sizi çok etkileyecek.Film de Guido , hayatın aslında ne kadar basit olduğunu ve her şeye rağmen yaşamak gerektiğini bize çok iyi bir şekilde anlatıyor.İzleyiciye,herşeye ve bütün kayıplarımıza rağmen "Hayat güzeldir."dedirtiyor.
Filmden Replikler:
Guido Orefice: Amca , ne kadar eğiliyorum?180 derece mi? Böyle mi?
Eliseo Orefice: Ayçiçeklerini düşün. Boyunlarını güneşe eğerler. Ama eğer fazla eğilmiş olanları görürsen, ölmüşler demektir. Sen hizmet ediyorsun. Bir köle değilsin. Hizmet etme, bizzat Tanrının yaptığı bir sanattır. Tanrı, insanlara hizmet eder ama insanların kölesi değildir."
Guido Orefice : Kimdi onlar?Neden yardım çağırmadın?
Eliseo Orefice : Sessizlik en kuvvetli çağrıdır.
Guido Orefice :Benimle konuşurken uykuya daldın!Nasıl yaptın bunu?
Ferruccio Papini :Schopenhauer ...
Guido Orefice : Kim?
Ferruccio Papini :Schopenhauer der ki: İrade gücüyle ne olursa yapabilirsin."Ne olmak istiyorsam oyum."
Giouse Orefice :Yahudiler ile köpekler neden giremiyor,Baba?
Guido Orefice :Yahudiler ve köpeklerin girmesini istemiyorlar işte.Herkes ne isterse yapar,Giosue.Orada bir nalbur var.Onlar da İspanyollar ile atların girmesini izin vermiyorlar.Daha ileride bir eczane var.Geçen gün kangurusu olan bir Çinli arkadaşımla beraberdim."Girebilir miyiz?" dedim."Hayır, burada hiçbir Çinli ve kanguru istemiyoruz."Onlardan hoşlanmıyorlar.Ne diyebilirim ki?
Giosue Orefice : Biz kitap evine herkesi sokuyoruz.
Guido Orefice : Hayır.Bundan böyle ,biz de yazacağız.Senin hoşlanmadığın birileri var mı?
Giosue Orefice :Örümcekler.Senin?
Guido Orefice :Ben Vizigotlardan hoşlanmıyorum.Yarından itibaren şöyle yazacağız:"Örümcekler ve Vizigotlar giremez."
Giosue Orefice :Biz kazandık!
Dora : Evet,biz kazandık!
Giosue Orefice :Gülmekten ölünecek bin puan!Birinci geldik!Tankı eve götürüyoruz.Biz kazandık!
Giosue Orefice :Bu benim hikayem.Bu babamın yaptığı fedakarlık.Bu onun bana hediyesiydi.
Film Müzikleri:
La vita è bella
Viva Giosuè
Grand hotel valse'
La notte di favola
La notte di fuga
Le uova nel cappello
Grand hotel fox
Il treno nel buio
Arriva il carro armato
Valsa Larmoyante
L'uovo di struzzo-Danza etiope
Krautentang
Il gioco di Giosuè
Barcarola
Guido e Ferruccio
Abbiamo vinto (titoli di coda)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)